Matematiğin evrenin derinliklerine inen bir dil olduğunu söyleyebiliriz. Sadece sayıların ve sembollerin ötesinde, aslında kavramsal bir yapıya sahiptir. Örneğin, karmaşık sayılar; gerçek ve hayali kısımların bir araya gelmesiyle oluşur ve karmaşıklığı temsil eder. Bunlar, soyut bir kavram olarak başlasa da, zamanla gerçek dünyadaki fenomenleri anlamamızı sağlar. İşte matematik, soyut ve somut arasında köprü görevi görür, sezgisel anlayışımızı güçlendirir ve evrenin karmaşıklığını daha iyi anlamamızı sağlar. Bu nedenle, matematik sadece bir dizi formül veya problem değil, aynı zamanda hayatın derinliklerine inme aracıdır.