Veri bilimi, modern teknolojinin bir harikalar diyarı gibi görünse de, temelleri derin bir matematik anlayışına dayanır. Ancak bu matematiği anlamak için karmaşık denklemlerle boğuşmanız gerekmez. Gelin, veri bilimi ile matematik arasındaki bağlantıyı daha sezgisel bir düzeyde inceleyelim.

Düşünün ki bir ressamsınız ve elinizde boyalar var. Matematik, bu boyaları kullanarak harika bir tablo yapmanızı sağlar. Veriyi anlamak, modellemek ve yorumlamak için kullandığımız tüm tekniklerin arkasında matematik yatıyor. İşte bunun bazı örnekleri: istatistik, lineer cebir, olasılık.

Veri biliminin temelinde istatistik yatar. İstatistiği düşünün ki bir hikâye anlatıcısı gibi çalışıyor. Ham veriyi alır, ona bir düzen getirir ve okunabilir bir hikâye haline getirir. Günlük hayatta genelde düz bir çizgi üzerinde düşünürüz: Zamana karşı gelirlerimiz gibi. Ancak veri bilimi, bu tek boyutluluğun çok ötesine geçer. Lineer cebir, veriyi çok boyutlu bir uzayda düşünmemizi sağlar. Dünyanın tamamen tahmin edilebilir olmadığını hepimiz biliriz. Veri bilimi de tam olarak burada devreye girer: Belirsizlikle başa çıkmak.