24.04.2025
0
Beğenme
1
Görüntülenme
Bir gün “veri bilimi” diye bir şeyle karşılaştım.
Kulağa ciddi geliyordu. Ceketli bir adam, ekrana bakıp “hmm... bu model overfit olmuş” diyormuş gibi.
Ama işin içine girdikçe fark ettim ki bu alan, öyle dışarıdan göründüğü kadar teknikten ibaret değilmiş.
Aslında oldukça sezgiselmiş.
Ve tam da bu yüzden sevdim.
İlk defa bir .csv
dosyası açtım.
Sütunlar var, satırlar var…
Başta hiçbir şey ifade etmeyen şeyler. Ama sonra birden canlanmaya başladılar.
Mesela şöyle bir tablo:
Yaş | Gelir | Harcama | Üyelik |
---|---|---|---|
23 | 3000 | 1500 | Standart |
45 | 8000 | 5000 | Gold |
Bu, kuru kuruya sayılar değilmiş meğer.
Bu bir hikâye.
Genç biri az kazanıyor ama geliriyle orantılı harcama yapıyor.
Orta yaşlı biri daha çok kazanıyor, daha çok harcıyor.
Hatta üyelik tipi bile bir fikir veriyor.
Excel değil bu; insan hayatı.
Kendime sormaya başladım:
“Gelir arttıkça harcama da artar mı?”
“Yaşla üyelik tipi arasında bir ilişki olabilir mi?”
Henüz regresyon ne demek bilmiyorum.
Ama içgüdüsel olarak bağlantı arıyorum.
Veri bilimi, işte tam burada başlıyor bence:
“Bir şeyler acaba birbiriyle alakalı mı?” sorusunu sormakta.
Sonra grafikler geldi.
scatter plot, histogram, bar chart...
Bir grafik çizdiğimde veriler bana fısıldamaya başladı.
“Bak, bizim aramızda bir desen var.
Gelir artınca harcama da artıyor.
Ama 50 yaş üstü üyeler biraz farklı davranıyor.”
Sanki veri bana konuşuyordu.
Benim tek yapmam gereken, onu duymaya çalışmaktı.
Kod yazmak ikinci plandaydı.
İlk başta şu hatayı yaptım:
Kodları ezberlemeye çalıştım.
“pandas nasıl dataframe oluşturur, matplotlib nasıl çizim yapar?”
Ama sonra fark ettim ki en önemli şey neden olduğunu merak etmekti:
Bunların her biri mantıklı açıklamalara sahipti.
Öyle formül ezberlemeye gerek yoktu.
Sadece soruları doğru sormak gerekiyordu.
Veri biliminde başarı sadece kod bilmekle gelmiyor.
Veriyle empati kurmak gerekiyor.
Onu hissedebilmek, grafiklerin içine girip
“Burada ilginç bir şey var mı?” diye göz gezdirmek...
Benim için veri bilimi bu: Bir sayısal randevu.
Önce yabancılaşıyorsun, sonra sohbet başlıyor.
Sonra... belki aşık bile oluyorsun
Kod bilmesen de olur.
Matematiğe mesafeli olsan da olur.
Veri bilimi, içindeki merak eden çocukla başlıyor.
“Sence bu neden böyle olmuş olabilir?” diye soran çocukla...
İşte o çocuk hala içimde, her tabloya, her grafiğe böyle bakıyor.
Ve onun sayesinde her gün yeni bir şey öğreniyorum.
Kullanıcı yorumlarını görüntüleyebilmek için kayıt olmalısınız!